18.06.2017 / Çölleşmeyi Meralarla Önleriz


“TEMA Vakfı” “Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü” ve “Toprak Bayramı”nda çölleşmenin önlenmesinde meralara dikkat çekerek “Türkiye’deki meraların yüzde 64’ünde yeterli bitki örtüsünün bulunmaması nedeniyle erozyon görülüyor” uyarısı yaptı.
Bir Mera
Son 70 yılda Türkiye meralarının yüzde 65’i tahrip edildi. Meralarımızdaki bitki örtüsü yeterli olmadığı için yüzde 64’ünde erozyon görülüyor. “TEMA Vakfı”, toprağın korunması için meralarda ıslah çalışması yapılmasını istedi.

“TEMA Vakfı” Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “17 Haziran Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü” ve Türkiye’de kutlanan “18 Haziran Toprak Bayramı” dolayısıyla yaptığı açıklamada toprağı koruyan en önemli doğal varlığın bitki örtüsü olduğunu söyledi. “Otsu bitkilerden oluşan doğal bitki örtüsü olan meraların bu konuda önemli işlevleri bulunuyor” diyen Ataç şöyle devam etti:

“Meralar, erozyonu önleme, su üretimi, karbon depolama ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi önemli ekolojik hizmetler sunuyor. Tarımsal üretimde kullanılan birçok bitkinin yabani akrabalarını barındırarak gıda güvenliği açısından da genetik rezerv rolü üstleniyor. Bu bakımdan kurak bölgelerde meraların korunması çölleşmenin önlenmesi için büyük önem taşıyor. Maalesef 1950’li yılların başında 39 milyon hektar olan Türkiye mera alanlarının yüzde 65’i tahrip edildi. Kalan meraların yüzde 64’ünde yeterli bitki örtüsünün bulunmaması nedeniyle erozyon görülüyor. Toprağımızı ve geleceğimizi koruyabilmemiz için meraların korunması ve ıslah çalışmaları yapılması gerekiyor.”

Bozuk toprakların iyileştirilmesinin hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemli olduğunu vurgulayan Ataç şunları söyledi: “Dünya çapında yaklaşık 1,5 milyar insan yaşamını ve geçimini bozulmuş topraklardan oluşan arazilere bağlı olarak sürdürüyor. ‘Birleşmiş Milletler’e göre dünya çapında her sene yaklaşık Bulgaristan kadar bir toprağı yani 12 milyon hektar toprağı kaybediyoruz. Bu alan her yıl 20 milyon ton tahıl üretimi yapma olanağı sağlayacak bir büyüklüğe karşılık geliyor. Bu, yoksul toplumların geçim kaynaklarının ve hayat şartlarının iyileşmesi anlamına geliyor.”

“Meclis Genel Kurulu”nda görüşülen ve “Mera Kanunu”nda değişiklik yapılmasını öngören, “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”yla mera alanları sanayileşmeye açılacaktı. Tartışmalar sonucu ilgili maddeler tasarıdan çıkarıldı ve zeytinlik sahalarının ardından meraların da sanayiye açılması önlendi.

Dakikada 23 Hektar Toprak Yok Oluyor

Kuraklık ve çölleşme konusunda küresel ölçekte istatistikler şöyle:

- Dünyanın sadece yüzde 3’ü ekilebilir topraklardan oluşuyor.

- Karasal alanların yüzde 40’ı kurak alandır ve dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kurak alanlarda yaşamaktadır.

- Dünya gıda üretiminin yüzde 44’ü kurak alanlardan sağlanmaktadır.

- 2,6 milyar insan doğrudan tarıma bağlı yaşıyor.

- Tarım alanı için kullanılan arazilerin yüzde 52’si kısmen veya şiddetli bir şekilde arazi bozulumundan etkilenmiştir.

- Arazi bozulumu 1,5 milyar insanı etkilemektedir.

- Her yıl erozyonla 24 milyar ton verimli toprak yok olmaktadır.

- Her yıl kuraklık ve çölleşmeden dolayı, 20 milyon ton tahılın yetişebileceği 12 milyon hektar yok olmaktadır. (Dakikada 23 hektar!)

- Çölleşme küresel ölçekteki biyolojik çeşitliliğe etki eder. Her yıl 27 bin tür yok olmaktadır.

- Önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 50 milyon insan çölleşmeden dolayı yerinden edilebilir.

Aydınlık Gazetesi - 18.06.2017, Pazar