16.11.2015 / Kuito’da Söküm Bitti Mahkeme İptal Dedi


Mahkeme, radyoaktif atık barındırdığı belirtilen “Kuito” adlı geminin sökülmesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararını söküm bittikten sonra verdi. “İzmir Barosu” mahkemenin “aciliyet” ve “hukuka aykırılık” ilkelerini gözardı ettiğini vurgulandı.

Kuito 

Angola’dan Türkiye’ye sökülmek için getirilen, radyoaktif ve tehlikeli atık barındıran “Kuito” adlı geminin sökümü bittikten sonra mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.

 

“İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu” ile “Çevre Mühendisleri Odası” tarafından, çevre kirliliğine sebep olabilecek söküm işleminin iptali için açılan davada “İzmir 3. İdare Mahkemesi” yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak kararın, söküm işlemi bittikten sonra verilmesi tepkilere neden oldu. “İzmir Barosu” Başkanı Av. Aydın Özcan, “İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Yönetim Kurulu” üyesi Av. Gülay U. Serin ve Komisyon Başkanı Av. Enis Dinçeroğlu ortak bir açıklama yaparak şunları söylediler:

 

Kuito 2 Ayda Söküldü

 

“Çevreye zehir saçan ‘Kuito’ gemisi ile ilgili, ‘İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu’ ile birlikte ‘Çevre Mühendisleri Odası’ tarafından, çevre kirliliğine sebep olabilecek söküm işleminin iptali için açılan davada, yürütmenin durdurulması kararı, söküm işlemi bittikten sonra verilmiş olduğundan, kararın uygulanmasına imkan kalmamıştır. Sayın mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verilir iken dikkat etmesi gereken iki konuyu açıkça göz ardı etmiştir. Aciliyet ve hukuka aykırılık.”

 

“Görünen odur ki mahkemenin ‘aciliyet’ anlayışı 8 ay. Mahkemenin 8 ayda verdiği yürütmenin durdurulması kararına karşın ‘Kuito’ 2 ayda sökülmüştür. Mahkemeler geri dönüşü olmayan bu kararı ‘usul böyle’ diyerek geçiştiremezler. Yürütmenin durdurulmasının ikinci şartı, açıkça hukuka aykırılıktır. Baroların ‘Avukatlık Kanunu’ gereği hukukun üstünlüğünü savunma hakkı vardır. ‘İzmir Barosu’ bu hakka dayanarak hukuka aykırılık iddiasında bulunarak bir dava ikame etmiştir. Mahkeme ise ‘Baronun dava açmakta menfaatinin olmadığına’ karar vermiştir. Açıkça hukuka aykırı olan bu görüş demokratik bir ülkenin yargısı tarafından asla benimsenmemelidir. Alınan bu kararla, özellikle barolar bu tür davalardan uzak tutulmak istenmekte ve hak arama özgürlüğü kısıtlanmaktadır.”

 

Aydınlık Gazetesi - 16.11.2015, Pazartesi