14.09.2018 / ‘İktidar İsteseydi 16 Yılda 16 Kez Yapardı’


CHP İstanbul Milletvekili, Kadıgil, “Hayvana şiddete ‘dur’ diyecek yasa, böyle giderse asla çıkmaz. Daha seçimden 10 gün önce demiyorlar mıydı. ‘İlk icraatımız hayvana eziyete hapis olacak’ diye? Hani nerede? İktidar isteseydi 16 yılda 16 kez yapardı gerekli düzenlemeyi” dedi.
Kadıgil, Sera
Her şeye rağmen yüzü gülüyor, enerji ve umut dolu CHP İstanbul Milletvekili, aynı zamanda Parti Meclis Üyesi Sera Kadıgil. Meclis’in en genç milletvekillerinden birisi. Siyasette kadın ve gençlerin fark yaratacağına inanan Kadıgil’le hayvan haklarından kadın zulmüne, ekonomik krizden mevcut düzende milletvekili olmanın dayanılmaz ızdırabına kadar pek çok konuyu konuştuk.

- Öncelikle Mutluluklar Dilerim, Allah Bir Yastıkta Kocatsın…
- Kongreydi, kurultaydı, seçimdi derken ben de eşim de kedilerimiz de unuttuk yeni evlendiğimizi, siz unutmamışsınız, çok teşekkür ediyorum.

- Siz Hayvanları Seviyorsunuz…
- Evet, elbette. Uzun bir süre “İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu” üyesiydim. Canla başla yaşam hakkı savunan meslektaşlarımın çıraklığını yaparak işe başladım. Şu anda aktif görevim olmasa da baroda ve çeşitli STK’lar bünyesinde gerek güvendiğim arkadaşlarım gerekse hiç tanışmadığım binlerce güzel gönüllü aktivist çalışmaya devam ediyorlar, ben de TBMM bünyesinde bu mücadeleye destek vereceğim.

- Bu iktidar 24 Haziran seçimi öncesinde “Hayvana şiddete ağır cezalar getireceğiz” sözü verdi ama her şey unutuldu galiba… Beklenen yasa ne zaman çıkar?
- Hayvana şiddete ‘dur’ diyecek yasa, böyle giderse asla çıkmaz. Bu çok duyduğumuz sözler, iktidarın suya sabuna dokunmayan, herkesin de vicdanını okşayan ancak asla gerçekleştirmediği vaatlerinden biri. Ne zaman kamuoyu yaratacak denli büyük bir hayvana vahşet haberi çıksa iktidar mensupları neredeyse bire bir aynı basın açıklamasını yapıyor, sonra da konuyu derhal kapatıyorlar. Daha seçimden 10 gün önce demiyorlar mıydı. ‘İlk icraatımız hayvana eziyete hapis olacak’ diye? Hani nerede? İktidar isteseydi 16 yılda 16 kez yapardı gerekli düzenlemeyi.

- Oysa hayvanlar da can…
- Türkiye’de hayvanlar can olarak değil mal olarak görülüyor. Diyelim bir sokak hayvanı tecavüze uğramış, öldürülmüş. Vicdanlı birine denk gelir de konu bir şekilde yargıya taşınsa bile eylemin cezası neredeyse yok! Bu haksızlığa dayanamayan biri çıkıp ‘Bu hayvan benim hayvanım’ derse ancak mala zarar vermekten bir ceza aldırabiliyorsunuz karşı tarafa. Ülkede yükselen ve bilinçli şekilde beslenen öfke ve şiddet eğilimi nedeni ile vicdan taşımayanların sayısı ne yazık ki artıyor. Köpeği otomobile bağlayıp sürükleyenler var, hayvanın bacaklarını kesenler var… Bir de bunlar kamuoyuna yansıdığı için çoğu kimsenin duyduğu ve çok nadir sandığı şeyler, oysa söylemek çok üzücü ama nadir falan değil. Kırk yılda bir basında yer bulduğu için okuyup vah vah ettiğimiz olaylar her an, her yerde yaşanmaya devam ediyor. Kamuya sadece çok ama çok küçük bir kısmı yansıyor.

- Bazıları da “bütün sorunlar bitti de sıra hayvanlara mı geldi?” diyebiliyor.
- Bu laf üzerine edilecek çok söz var ama bunu söyleyenlere genelde kısaca şu bilgiyi vermekte fayda oluyor. Cezaevlerinde özellikle yoğun şiddet içerikli suçlardan mahkum edilmiş kimseler arasında bu konuda kapsamlı bir araştırma yapıldı. İşkence, tecavüz ve şiddet nedeniyle hüküm giymiş mahkumların büyük çoğunluğunun geçmişte suça ilk adımı hayvana eziyetle attıkları tespit edildi. Kısacası şiddet ve tecavüz eğilimli kişiliklerin ilk kurbanları ne yazık ki genelde biçare hayvanlar oluyor. Bir adım sonrası çocuklar, daha sonra da kadınlar geliyor…

…………………………………

Sözcü Gazetesi - 14.09.2018, Cuma (Söyleşi: Yüksel Şengül)