14.06.2017 / Deprem Rantına Mevzuat Kılıfı


Olası “İstanbul Depremi”nde planlanan toplanma alanları sayısı 17 yılda 493’ten 77’ye düştü, alanlar imar planlarına işlendi. “İBB Meclis” üyesi, “Mevzuatta böyle bir tanımlama yok, bu bizim işimiz değil” dedi.
Deprem Rantına Mevzuat Kılıfı
“Ege Denizi”nde İzmir’in “Karaburun” açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem olası “İstanbul Deprem Senaryoları”nı yeniden gündeme getirdi. Nüfusunun yarıdan fazlasının birinci derecede riskli deprem bölgelerinde yaşadığı Türkiye’de deprem sonrası toplanma alanlarına ilişkin mevzuat yok. Hal böyle olunca 2000’li yıllarda toplanma alanı olarak belirlenen 493 alan bugün 77’ye düştü. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi” Servet Baylan, “İmar planlarında deprem toplanma alanı adı altında bu sahaların belirtilmesi gerekiyor. Ancak böyle bir mevzuat yok. Bunun yasası olmadığı için rantın sözü geçiyor” dedi.

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Doğal Afet Komisyonu” üyesi Servet Baylan, deprem gerçeğini geçen yıl Ekim ayında “İBB Meclis Gündemi”ne taşıdı. “Deprem ve Doğal Afet Komisyonu”nun, İstanbul’un durumunu gündeme getiren 3 aylık bir çalışma yapması kararlaştırıldı. Araya referandum süreci girince süre 5 aya çıktı. “Meclis” üyeleri, “İBB”ye ve ilgili kamu kurumlarına eski yapıların dönüşümünden, deprem sonrası ulaşım ve sağlık hizmetlerine kadar 40’a yakın soru yöneltti. Baylan’ın “Meclis deprem gündemiyle toplansın” önerisi dikkate alınmadı. “Meclis Başkanlığı”, soru ve yanıtlarını rapor halinde yayımlamakla yetindi. 36 sayfalık raporda deprem sonrası toplanma alanlarına ilşkin veriler de paylaşıldı. “İmar, Şehircilik Daire Başkanlığı” ve “İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü” (AFAD), adeta mevzuata sığındı.

Yasaya Sığındılar

“Toplanma alanları nerelerdedir? Planlara işlendi mi? Kaç tanedir?” sorularını “İmar, Şehircilik Daire Başkanlığı”, “Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği”nde “Toplanma Alanı” diye bir tanımlama olmadığı şeklinde yanıtladı. “İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü” (AFAD) de bu durumu “Belirlenen toplanma alanlarının imar planlarına işlenmesi konusunda bir mevzuat bulunmamaktadır” diye ifade etti. Raporda bu şekilde kullanılması düşünülen 77 alan olduğu da ifade edildi.

“İBB CHP Meclis Üyesi” Servet Baylan 493 olan toplanma alanı sayısının 17 yılda 77’ye nasıl düştüğünü “Aydınlık”a şöyle açıkladı:
Baylan, Servet
“İstanbul Valiliği o yıllarda, kaymakamlıklardan deprem toplanma alanlarına ilişkin bilgi istedi. Kime ait olduğuna bakılmaksızın boş alanların tamamı deprem toplanma alanı ilan edildi ve ‘493 toplanma alanımız var’ diye basına açıklandı. Ancak yasada ‘Toplanma Alanı’ diye bir tanım yok. Biz bunu ‘Meclis’teki çalışmamızda gündeme getirdik. ‘Böyle bir kanun çıkarmak çok mu zor?’ diye sorduğumuzda ilgililerden ‘Bu bizim işimiz değil’ yanıtını aldık.”

77 toplanma alanının yerleri de belli değil. Servet Baylan, “Buraların neresi olduğunu bilmiyoruz. Açıklamadılar. Ranta dayalı olduğu için zamanla bu alanların da değişmesi söz konusu” dedi.

Askeri Alanlar İstanbul’un Sigortası

Boşaltılan askeri alanların İstanbul’un depreme karşı sigortası olduğunu dile getiren Servet Baylan, “Depremin ardından yıkılmış bir şehirde bu alanlar, konteynerlerin kurulmasında kullanılacak. Yaşam alanı olacak. Ancak askeri alanların yavaş yavaş imarlaştığını görüyoruz. ‘Sancaktepe’de imar planında değişiklik yapılarak askeri alanın bir kısmı ‘Şehir Hastanesi’ oldu. Önce bir yol geçiriyorlar, sonra da imar planında değişiklik yapıyorlar” dedi.

İstanbul’da 300 Bin Yapı Riskli

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi”nin (İBB), “Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı”na (JICA) yaptırdığı afet senaryosuna göre İstanbul’da 7 ve üzeri bir depremde 300 bin yapının yıkılması, 100 bin kişinin yaşamını yitirmesi ve 100 milyar dolar zararın oluşması öngörülüyor. Aynı çalışmada depremde en çok zarar görmesi beklenen 10 ilçe de belirlendi. Olası bir depremde kayıpların en çok Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Beylikdüzü, Esenyurt, Fatih, Güngören, Küçükçekmece ve Zeytinburnu’nda olması bekleniyor. İktidar da muhalefet de İstanbul’da binaların yıkılıp yenilenmesini istiyor. Ancak burada ciddi rant iddiaları dönüyor. Servet Baylan, “Rantı yüksek bölgelere öncelik veriliyor. Öyle yerler var ki müteahhit yıkıp yerine yeni bir bina yapmak istemiyor. Devlet uzun vadeli krediyi desteklerse vatandaş kendi binasını yenileyebilir” dedi.

Aydınlık Gazetesi - 14.06.2017, Çarşamba (Özlem Konur Usta)