09.03.2018 / 12 Taş Ocağı Olan Köyde Yeni Ocak İsyanı


Kırklareli’nin “Kapaklı Köyü”nde, yeni taş ocağı yapılacak olması tepki çekti. Köy kahvesine gelen yetkililer ve görevliler kadınların mücadelesiyle karşılaştı.
Taş Ocağı İsyanı
Kırklareli’nin 60 haneli “Kapaklı Köyü” sakinleri, yeni taş ocağı yapılacak olmasına isyan etti. Köylüler, ormanlık alanlarda bulunan, 5 ayrı firmaya ait 12 taş ocağının yaşamlarını olumsuz etkilediğini dile getirdi. Köyde yaklaşık 25 kişide tüberküloz görüldüğü iddia edilirken, meralar ve yeşil alanlar ise zamanla çorak topraklara döndü. Kadınlar öncülüğünde toplanan köylüler, yeni taş ocağı yapılması için düzenlenen bilgilendirme toplantısını engelledi. Köy kahvesine gelen şirket yetkilileriyle “Kırklareli Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü” görevlileri, toplantı yapmak istediği sırada, kadınların tepkileriyle karşılaştı. Köylülerin engel olması üzerine toplantı yapılamazken, tutanak tutuldu. Kadınlar, toplantıyı protesto ederken, ellerinde “Doğa hepimizin”, “Toz istemiyoruz”, “Toz makinenizi ıslatmayı unutmayın e mi” yazılı dövizler taşıdı. Köyün erkekleri de kadınlara alkışlarıyla destek oldu.

“İnsanlar Tüberküloz Evler Çatlak”

Taş ocaklarındaki patlamaların, evlerinde deprem etkisi oluşturduğunu belirten köy sakinlerinden Sevgi Ayyıldız (55), şunları söyledi: “Taş ocaklarının dinamitle yaptığı patlamalardan evlerimizde büyük çatlaklar oluştu. Taş ocağından çıkan tozlar bütün köyü kapladı. Benim askere gidecek olan 20 yaşındaki oğlum, tüberküloz hastalığına yakalandı. Bu yüzden askere gidemedi. 2 aydır hastanede yatıyor. Sularımız akmıyor, her türlü pislik var. Su kaynakları dinamit patlatmaktan başka yere kaydı. Hayvan otlatacak yerlerimiz kalmadı. Her yerde taş ocakları var. Hayvanlarımızı satmak zorunda kaldık. Benim için en önemlisi çocuğum tüberküloz oldu. Köyde belki 20 tane tüberküloz hastası var. Sular kirli, ektiğimiz her şey toz. Yeni taş ocağı da istemiyoruz köyümüzde.”

Köylü kadınlardan Hatice Oktay (59) ise taş ocaklarının herkesi olumsuz etkilediğini belirterek, “Köyde hepimiz hastayız. Bir gün boğazımız ağrıyor, hastaneye gidiyoruz. İlaç alıyoruz; ama faydası yok. Evlerimiz, yıkılmak üzere. Taş ocaklarındaki patlamalarda deprem olmuş gibi çatlaklar oldu. Dinamit patlatıldığında evlerden korkarak çıkıyoruz. Yeni ocak yapacaklarmış. Bilgilendirme toplantısı olacaktı; ama biz istemiyoruz. Bize çok zararı var” dedi.

“Köy 10 Yılda Yaşanmaz Hale Geldi”

Nilgün Ersin de 32 yıldır “Kapaklı Köyü”nde yaşadığını ve son 10 yılda taş ocakları nedeniyle yaşayamaz hale geldiklerini söyledi. Köyde herkesin hasta, meraların verimsiz, suların ise içilemez olduğunu dile getiren Ersin, oğlunun taş ocakları nedeniyle tüberküloza yakalandığını söyledi. Nilgün Ersin, şöyle konuştu: “Benim 18 yaşında oğlum tüberküloz oldu. Onu Kırklareli’ne yollamak zorunda kaldık. Eşim de kanser hastalığına yakalandı. Neden biz Balkanlar’ın orta yerinde, oksijenin bol olduğu yerde, neden taş ocaklarıyla bu hale geliyoruz? Tozdan sularımız mahvoldu, birileri ceplerini dolduracak, diye biz neden bu haldeyiz? Benim 25 hayvanım vardı, nereye gitsek taş ocağı; artık hayatımız bitti. Taş ocaklarından önce böyle şeyler olmazdı. Ben 32 yıllık evliyim bu köyden, son 10 yılda bu hale geldik. Köyün yarısı, köyden şehre kaçtı, ocakların yarattığı hastalıklardan dolayı.”

5 Firmanın 12 Taş Ocağı Faaliyette

Kırklareli’ye 20 kilometre uzaklıktaki “Kapaklı Köyü”nde, ormanlık alanlar üzerine kurulu 5 firmanın 12 taş ocağı bulunuyor. Yeni ocak açılması planlanan köyde, daha önce işletilen ve bırakılan ocakların ise ormanlık alanların boş ve verimsiz hale dönüşmesine neden olduğu belirtiliyor.

Aydınlık Gazetesi - 09.03.2018, Cuma